SİVAS YILDIZELİ ASLANDOĞMUŞ KÖYÜ

: ][ : : ] Radyo Aslandoğmuş FM [ : : ][ :

Geleneklerimiz

GELENEKSEL KÖY DÜĞÜNÜ
      Toplum olarak bağlı kaldığımız veya en azından bağlı kalmaya çalıştığımız örf ve adetlerin başında düğünlerimiz gelir.  İşte bu kaybolmaya yüz tutmuş en önemli geleneğimizi bilen kişiler için anılarını tazelemek, bilmeyenler için ise kültürel bilgi mahiyetinde hazırlamaya çalıştık. Belli başlıklar altında fazla detaya girmeden hazırlanan çalışmamızı sabırla takip edeceğinizi umuyoruz.
Geleneksel köy düğünü içerisinde yer alan belli başlı aşamalar şunlardır:
       Düğün öncesi
1.      Görücülük (Kız - Erkek Beğenme)
2.      Dünür Gitme
3.      Söz kesme
5.      Nişan
6.      Düğün okuntusu
7.      Çeyizin gitmesi ve sergilenmesi        

       Düğün sonrası uygulamalar
       Geleneksel olarak evlenme çağı veya yaşı genelde erkekler askerlik dönüşü 21 - 22 yaşları arasında evlenirken, kızlar ise  17 - 20 yaşları arasında evlenmektedir. Erkek ile kız arasında genellikle iki veya üç yaş fark olur. Geleneksel görücü usulü ile evlenmede erkek tarafı daha fazla inisiyatife sahiptir. Çünkü genelde erkek tarafı gidip kız beğenir ve ister.
       Kız ve Erkek Beğenme
       Evlenme çağına gelen delikanlı ve genç kızlar ailesine evlenme isteğini çeşitli yollarla anlatırlar. Erkek, evlenme isteğini ilk önce ( varsa ) kız kardeşine yoksa annesine açar. Annesine: "Anne sana bir yardımcı lazım, kaynana olacaksın!" gibi sözlerle bunu ifade eder. Erkeğin evlenmesinde aile tarafından bir sakınca görülürse bu ona genellikle annesi aracılığıyla anlatılır. Sakıncalar arasında maddi durumlarının iyi olmaması, gencin askerliğini yapıp yapmaması vb. gösterilebilir.
       Geleneksel köy düğünü içinde anne ve babanın rolü büyüktür. Genç delikanlının; annesi veya kız kardeşi aracılığıyla bir sevdiği olup olmadığı öğrenilir, eğer yoksa annesi gence bir kız bulmaya çalışır. Buna görücü usulü evlilik denir. Görücülüğün aslını, evlenecek erkeğin aile üyeleriyle, akraba ve komşularından seçilen birkaç kadının daha önceden üzerinde durulan veya tanıdıklarınca önerilen kızın evini ziyaret edip, hem kızı yakından incelemeleri, hem de niyetlerini belli etmeleri oluşturmaktadır. Buna 'kız bakma, görücü çıkma, dünür gezme' adları  verilmektedir. Bunun yanında köyümüzde; düğünlerde, bayramlarda, toplu ziyaretlerde veya köy içlerinde gençler birbirlerini görüp beğenebilirler.
       Çevre köylerden birisinde uygun bir kız bulununca; delikanlının büyükleri kızı görmeye gider. Kız evine gelen dünürcüler hoş sohbet ile söze başlarlar. Kimi zaman kızı görmek için de kız evine gidildiğinde çeşitli bahaneler uydurulur ( kayıp hayvan aramak gibi ). Dünürcülerle birlikte genç delikanlı da kız evine gider. Buradaki amaç ona kız beğendirmektir. Genç delikanlı ancak kendisine soru sorulduğu zaman konuşur. Büyüklerinin yanında konuşmak uygun görülmez.  Eğer kız ve delikanlı birbirlerini bu ilk görmede beğenirlerse, bundan sonra iki taraf da birbirleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya çalışır. Genellikle ailenin yakınındaki dostları veya komşuları aracılığıyla karşı taraf araştırılır. Bu araştırmalar sonucunda oğlan tarafı kızı beğenirse, güvenilir bir elçi aracılığıyla kız tarafına haber gönderir. Eğer  kız tarafı da gelen bu elçiye olumlu bir cevap verirse kıza dünür ( kızı istemeye gelmek ) gelinmesini isteyebilir. Aradan fazla zaman geçmeden kıza dünür gidilir. Erkek tarafından dünür gidecek kişi özenle seçilir. Gidecek kişinin kız tarafınca hatırı sayılır biri olması tercih edilir.
       Ancak bazen kız tarafı naz yapmak için dünürcüleri kabul etmez. Bir iki ziyaretten sonra kızın verilmemesi de mümkündür. Ancak kızın verilip verilmeyeceği ilk gidilen dünürden sonra belli olur. Çünkü erkek tarafının ilk gitmesinde kız tarafı güler yüzlü, şen bir şekilde davranır, gelen misafirleri çok iyi bir şekilde ağırlarsa bu işin olacağı ortaya çıkar. Gidenler içinden önce bir sözcü seçilir. Bu kişi, kız tarafında konuşulacak her şey için yetkilidir. Genelde de o konuşur. Bu kişiye vekil veya kâhya denir. Kız istemeye gidildiğinde öncelikle genel konular üzerinde biraz sohbet edilir. Daha sonra ise vekil, sözü asıl meseleye getirir ve kimi zaman şu sözlerle isteğini dile getirir:
       "Sebepsiz dost köyüne varılmaz, acıkmadan aş yenilmez. Ziyaretimizin sebebi sizden bir gavumluk ( kavimlik ) ummaktır."
       Erkeğin tarafı bu sözleri söyledikten sonra susar, sıra kız tarafındadır. Eğer kız tarafının kararı olumsuzsa bunu direk olarak: "Kısmetinizi başka yerde arayın!" gibi ifadelerle karşı tarafa belirtir. "Bundan sonra da misafirlerimize her zaman kapımız açıktır" denilerek ilişkilerin yine normal seyrinde devamı istenir. Ayrıca karar olumsuzsa misafirlere ikramı kızın başka bir kardeşi yapar. Ancak kız tarafının kararı olumlu ise erkek tarafına: "Siz şimdi gidin, biz bu konuyu kendi aramızda konuşalım, size haber veririz " derler. Böylece dünür gitmenin ilk aşaması gerçekleşmiş olur.
       Aradan belli bir zaman geçtikten sonra dünürcüler tarafından ikinci bir ziyaret olur kız evine. Erkek tarafı kız evine haberci göndererek dünür geleceklerini bildirir. Bazen kız tarafı işi biraz naza dökebilir ve oğlan tarafına: "Siz biraz daha gidip gelin" diye bir tutum sergileyebilir. Bunun üzerine oğlan tarafı evden ayrılır. Bundan sonra bir defa daha kız evi ziyaret edilir. Son gidişte söz kesmek için dünürcü heybesine şeker vb. şeyler konur. Söz kesmek için gerekli takılar alınır. Yine kız tarafına haber gönderilir. Bu sefer kız evinde daha ılımlı bir hava vardır. Kız tarafının sözcüsü de burada belli olur. "Çok geldik gittik, sizi rahatsız ettik: Allah'ın emri Peygamber'in kavli ile kızınızı oğlumuza istiyoruz" derler. Bunun üzerine kızın vekili ve babası, anasına bir soralım diyerek evin bir başka köşesine çekilirler. Daha sonra da kızın fikri kızkardeşi veya annesi tarafından öğrenilir. Kızın gönlü varsa, "gönlüm var beni verin" veya "annem babam bilir, onlar ne derse o olur" der. Eğer istemiyorsa yüksek sesle istemediğini belirtir. Kız tarafı, dünürcülerin yanına dönerek kararı bildirir. Eğer karar olumsuzsa "kızımız evlenmeyi düşünmüyor, kısmetinizi başka yerde arayın" der. Cevap olumluysa, "Allah hayırlı uğurlu etsin" gibi bir ifadeyle erkek tarafına karar bildirilir. Bunun üzerine taraflar birbirlerini kutlarlar.
       Söz Kesme:
       Kız isteme işi olumlu sonuçlandıktan sonra sıra söz kesmeye gelir. Dünürcülük ile anlaşan aileler bu birlikteliği daha çok kişinin huzurunda tekrarlamak isterler. Buna söz kesme denir. Bundan sonra erkek tarafınca şerbet hazırlanır. Şerbetin çok tatlı olmasına dikkat edilir. Çünkü böyle olursa yeni kurulacak ailenin daha mutlu olacağına inanılır. Ayrıca şerbetin herkese sunulmasına da dikkat edilir. Şerbetten sonra herkes, özellikle erkek tarafının katkılarıyla hazırlanan sofraya buyur edilir.
       Böylece kız ve erkek artık sözlenmiş olur. Halkın gözünde artık onlar evliliğe giden yolun başlangıç adımlarını atmışlar ve birbirlerinin helali olmuşlardır. Sözlendikten sonra her iki taraf yani kız ve erkek kendi arkadaşları arasında küçük eğlenceler ve yemekler düzenlerler. Özellikle erkek tarafında bu bir ziyafet şeklinde düzenlenir. Gençler sözlenen arkadaşlarını tebrik etmek için erkek evinde toplanırlar. Sözlenen kişinin kulağını bükerek yaptığı bu başlangıçla kutlarlar. Buna kulak bükmeci denir.
       Söz olayının üstünden belli bir zaman geçtikten sonra oğlan tarafı kız evine gider ve bundan sonraki süreçte neyin, nasıl ve ne zaman yapılacağı kararlaştırılır. Bu ziyarette kız tarafının bir şey isteyip istemediği, düğünde takılacak takılar ve nişan yapılıp yapılmayacağı öğrenilir. Bundan sonra kız ve erkek aileleri birbirlerini farklı zamanlarda eve yemeğe davet ederler.
       Nişan:
       Nişan yapılacaksa nişanın masraflarının çoğunu kız tarafı karşılar, ancak kız tarafı masrafları erkek tarafı karşılayacak derse mecburen erkek tarafı bunu kabul eder.  Nişan için hazırlıklar yapılır. Nişandan birkaç gün önce erkek tarafınca kız alışverişe götürülür. Kızın bütün ihtiyaçları ve nişan yüzüğü alınır. Kız tarafından da erkek tarafına genelde nişan yüzüğü alınır. Nişan günü gelen misafirlere yemek ikram edilir ve genellikle davullu zurnalı eğlenceler düzenlenir. Bu amaçla birkaç gün önceden yufka hazırlanır ve koyun,sığır kesilir.
       Nişandan  sonra kız ve erkek ağır yükümlülük altına girmişlerdir. Nişanlı erkek kız evine sürekli gidip gelemez. Nişanlılık süresinde kesin bir kural yoktur. Bu süre her iki tarafın anlaşmasına bağlıdır. Nişanlıların birbirleri ile görüşmeleri kentlerde olağan karşılanırken, geleneksel kesimde aile üyelerinin izinleri veya yanlarında bulunmaları ile gerçekleşmektedir. Evlilik zamanı gelinceye kadar, geçen bayramlarda, oğlan ve kız birbirine hediyeler götürür. Buna bayramcalık götürme adı verilir. Oğlan tarafı hediyeleri tepsi üzerinde üzeri al ile örtülü bir şekilde kız evine götürürler. Yakın akrabalar da davet edilir. Akrabalar da hediyelerini verirler. Kız evinin hazırladığı yemekler yenir ve ufak bir eğlenceyle son bulur.
       Bundan sonra düğün hazırlıkları hızla devam eder. Düğüne yaklaşık bir hafta kala pazarlık görülür. Kız alışverişe götürülür ve bütün ihtiyaçları karşılanır. Masrafların tamamı erkek tarafınca karşılanır. Yine, kınaya götürülmek için, kuruyemiş vb. şeyler alınır. Ayrıca kızın yakın akrabalarına hediyeler alınır. Kızın annesine alınan hediyeye ana yolu, kardeşine alınan hediyeye ise kardeş yolu denir. Bunun yanında o gün içinde resmi nikah da kıyılabilir.
       Galın götürmek ( elbise giydirmek ):
       Bu gelenek; genelde düğünden bir hafta önceki Cuma günü gerçekleştirilir. Erkeğin annesi, bacısı ve yakın akrabaları, yaklaşık altı yedi kişilik bir bayan grubu, kızın evine gider. Kız evi bu gelenlerden haberdardır. Gelenler için yemekler hazırlanır ve misafirlere ikram edilir. Sıra kızın üstünü giydirmeye gelir. Kızın ablası veya yakınlarından bir bayan kızın yüzünü al ile örtükten sonra maniler söyleyerek kızı gurubun ortasına getirir. Burada kıza alınan elbiseler kızın yanındaki bayana verilerek bir başka odada kızın elbiseleri giymesi istenir. Köyde elbise yerine kutnu (üç etek) denilen giysi giydirilir. Bu elbisenin giydirilmesiyle üst giydirme işlemi bitmiş olur. Bu etkinlikte kadınlar kendi aralarında eğlenirler.
       Üstü giydirilen gelin o akşam kendi evinde kalmaz. Varsa dayısında yoksa yakın bir akrabasında misafir edilir. Bu sırada kız yalnız değildir, varsa ablası yoksa elbise giyiminde kendisine eşlik eden bayan düğün gününe kadar gelinin yanından ayrılmaz. Bu kişiye yenge denir. Kız ertesi gün evine geri gelir.
       Kızı eve çağırma ( Davet etme )
            Üstü giydirilen kız düğüne kadar köydeki komşuları tarafından yemeğe davet edilir. Yemeğe gidilen evlerde herkes kendi durumuna göre kıza hediyeler verir (çorap, yazma, küçük ev aletleri vb.) Bütün bunların yanında düğün hazırlıkları da devam etmektedir. Oğlan ve kız evinde düğünden bir iki gün önce düğün yufkası açılır.
            Düğünün başlamadan önce yapılan etkinliklerden birisi de köyün yasını almak ve bunun yanında da okuyuntu dağıtmaktır. ( Bunun yerini günümüzde düğün kartı almıştır ) Oğlanın babası yoksa en yakın akrabalardan biri yanına bir kişi alarak düğünden bir gün önce köyün yasını alır. Bu kişilerden birinde heybe vardır. Heybenin bir gözünde okuyuntu hediyesi vardır. Hediyeler genelde: elbiselik, gömlek, çorap, el havlusu vb. olur. Heybenin diğer gözünde ise kınalı şeker olur. Köyde gezilerek erkeğin yakın akrabalarına bu hediyeler dağıtılır ve köylü düğüne davet edilir. Gidilen evlerde kınalı şeker dağıtılır. Ayrıca yakın bir zamanda cenazesi olan komşuya da baş sağlığı dilenerek yası alınmış olur.
       DÜĞÜN
       Danışık yemeği :
       Düğünün ilk etkinliği ve yemeğidir. Oğlan evinde hısım akrabalar çağırılarak yemek verilir (genelde içkili vs. olur). Bu yemeğin amacı erkek evinin düğün planını akrabalarına açıklamasıdır. Düğüne gelecek misafirlerin ağırlanması, davulcu ve zurnacının ağırlanacağı evin belirlenmesi, damadı indirecek evin belirlenmesi gibi konulara karar verilir. Bu sırada da düğün kahyası ilan edilir. Düğün başlamadan, düğün kahyası ( düğün sorumlusu ) belirlenir. Düğün kahyası hatırı sayılı ve ağzı laf yapan bir kişiden seçilir. Çünkü düğünü başından sonuna kadar o idare edecektir.
       Bir de yiğitbaşı vardır. Bu kişi de düğün boyunca bayraktan sorumludur. Bayraktar, düğün alayı kız evine giderken ve gelin getirilirken bayrağı bırakmaz ve sorumluluğunu üstlenir. Bayanlardan da yenge belli olur. Yenge ise düğünün başından sonuna kadar gelinin yanında bulunur. Bir nevi yol göstericidir.
       1.Gün
       Bütün bu hazırlıklardan sonra düğün, sabah erkenden davulcu ve zurnacıyı düğüne okumayla başlar. Bu genelde temsili olarak bir tabak kuru yemiş ve okuyuntu ile olur. Bahşiş verilir. Erkek evine gelen davul ve zurna kahvaltısını yaptıktan sonra aynı şekilde davul ve zurnayla yiğitbaşı düğüne okunur. Köy düğünü, sabah güneşin doğmasından sonra davul zurna eşliğinde toplanan insanların huzurundaki bir törenle bayrağın evin en yüksek bir yerine asılmasıyla başlar, bu bayrak düğün bitene kadar buradan indirilmez. Bayrağın dikildiği sopanın ucu bereketin simgesi elma ve telek (tavuk ve güvercin tüyü) ile süslenir. Kız evine giderken başka bir bayrakla gidilir.
       Daha sonra, damadın elbisesi kız evinden tepsi üzerinde allı pullu bir şekilde alınır. Davul zurna ile damat hamama götürülür, elbisesi giydirilir ve damat tıraşı yapılır.
       Düğünlerimizde genellikle oyun havaları zurna ve davulla çalınır. Oynanan bütün oyunlar genellikle bu iki müzik aletiyle birlikte olur.
       Köyümüzde düğünlerde oynanan oyunlar: Sivas halayı, dik halay, hoşbilezik, Kürt halayı, Sivas ağırlaması, üç ayak, madımak, çekirge, hop bicov, düz halay, gelin ağlatma, gelin çıkarma, halay, misafir karşılama, üç ayak vb...
Erkek evinde koyunlar kesilir ve yemekler yapılır. Bu yemeğin adı bayrak yemeğidir. Düğün evine o gün davul zurna ile erkekli kızlı gençler toplanılır. Bahşiş dağıtılır. Bu gençler düğünü şenlendirmek ve düğün evine hizmet için (su getirme, odun kesme vb..) toplanılır.Düğün törenleri içinde oldukça yaygın olan adetlerden biri de düğün pilavıdır. Düğün pilavı genellikle etli bulgur biçimindedir. Düğün pilavının yapılması oldukça dikkat gerektirir. Yemekten sonra içki masaları kurulur ve herkes eğlenir. Akşama kadar halaylar çekilir ve düğün şenlenir. Düğün başlangıcından gerdek gecesine kadar erkek müsayibinin (sağdıç)  evinde kalır.
       II. Gün
       Düğünün ikinci günü yine halaylar ve eğlence ile geçer. Bu sırada ertesi gün verilecek sarhoş yemeği için hazırlıklar yapılır, yemekler pişirilir, yufkalar açılır. Bu sırada damada yufka açtırılır. Damat yufka açanlara bahşiş verir. O gün akşam gençler yine toplanarak kendi aralarında eğlenirler. Damadın açtığı yufka düğün sonunda anlatacağımız başka bir yerlerde kullanılacaktır.

       III. Gün
       Sabahtan başlayan davul zurna eşliğinde öğlen verilecek yemek hazırlığı yapılır. Bu yemeğin ismi ise sarhoş yemeğidir. Genelde içki meşrubat vb... içecekler ikram edilir.
       Daha sonra görmüş geçirmiş insanlarla kız evine çeyiz yazmaya gidilir. Buna kız üstü de denilir. Kızın evine düğün alayı yaklaştığı zaman kız tarafından bazı geçler düğün alayının önüne ip tutarlar. Buradaki amaç ayak bastı parası ( toprak bastı ) almaktır.  Gençlerden birisi sözcü seçilir. Bu sözcü oğlan tarafının düğün kahyasından haklarını ister. Bundan sonra sıkı bir pazarlık başlar, genelde ya içki verilir ya da para verilir. Gençleri razı etmek önemlidir.  Bundan sonra düğün alayının önüne kızın çeyizi serilir ve olan ne varsa kağıda dökülür, şahitler huzurunda kız ve oğlan babaları imzalarlar. Buna çeyiz yazma denir. Bu sırada kızın sandığı ortaya getirilir. Kız tarafından bir kişi sandığın üstüne oturarak çeyizi vermeyeceklerini beyan eder. Oğlan tarafının düğün kâhyası gelerek bu kişiyi razı etmeye çalışır. Burada da ya para verilir ya da herhangi bir hediye verilir.
       Daha sonra kız hamama götürülür. Akşam olunca oğlan tarafından kız evine kına götürülür. Bu arada kız tarafından bir kişi evin kapısını kilitleyerek düğün alayını içeri sokmaz. Oğlan tarafının düğün kahyası kapıyı kilitleyen kişinin gönlünü razı ederek kapının açılmasını sağlar. Baldız yüzüğü verilir. Kız evinde kına başlar.
       Çeyizin yazıldığı o gün köylü akşam üzeri büyük yemeğe çağrılır. O akşam oğlan evinde büyük yemek (düğün yemeği) yenilir. Sofra kalktıktan sonra damat meşaleler ve maniler eşliğinde gezdirildikten sonra topluluğun huzuruna çıkartılır. Başına konulan başlıkla birlikte dualar okunur. Daha sonra günümüzde takı takma dediğimiz tören başlar. Buna çağırtma denilir. Herkes takısını verir ve ortada takıyı toplayan kişi yüksek sesle ilan eder. Bu törenin sonunda en yüksek parayı veren kişi damadı oturtturur. Damat oturtmak önem taşır. 
       Kız evinde ise eğlence sonunda baş öğülme (ağıt yakma) eşliğinde gelin kınası yakılır. Kına genellikle genç kızlar tarafından hazırlanır ve hazırlanırken maniler söylenir. Kına genelde evin geniş olan yerinde yoksa dışarıda açık alanda yakılır. Kız, kınaya ya ablası ya da yengesi tarafından hazırlanır. Kız orta bir yerde sandalyeye oturtulur ve başına allı pullu örtülür. Geniş bir tabağa konulan kınanın üstüne mumlar yakılır. Kınayı yakacak olan kızlar gelinin etrafında bir halka oluşturarak bu kına tabağını dolaştırırlar. Bu işlem davul zurna eşliğinde üç kere tekrarlanır. Bu sırada kına elden ele geçerek hem maniler söylenir hem de oyunlar oynanır. Daha sonra kına tabağı yengeye verilerek kınayı yakması istenir. Gelin kınanın yakılması için elini açmaz. Bunun anlamı gelinin hediye  beklemesidir. Erkek tarafından birisi kızın avucuna para ya da altın koyar. Arta kalan kına yenge tarafından gelen misafirlere dağıtılır. Burada genellikle kınayı bekar kızlar ve bekar erkekler alır. Bunu bahtlarının açılması için uğur sayarlar. Daha sonra oğlan evinden gelen kuruyemiş de misafirlere dağıtılır. Kuruyemiş de bolluğu ve bereketi simgeler.
       Damat evinde de çağartma (takı) töreni bittikten sonra kız evine gidilerek imam nikahı kıyılır. İmam nikahında imam, damat ve gelinin babası ile köyün ileri gelenlerinden (muhtar vb...) bir kişi ile olur. Nikah kıyıldıktan sonra hazırlanan yemek yenir.Eğer düğün alayı başka köyden gelmişse köydekiler onları imece usulü ile ağırlar. Herkes evine bir misafir götürür.
       IV. Gün
       Düğünün son günü oğlan evinden kız evine yozucu (haberci) gönderilir. Yozucu kız evine gelin almaya gelineceğini bildirir ve özel istekleri iletir. Bunun yanında yozucu kız evine içinde bazı yiyeceklerin bulunduğu bir heybe götürür. Ancak yozucunun kız evine çok dikkatli gitmesi gerekir. Çünkü yakalanması ve heybeyi kaptırması durumunda yozucuya cezalar verilmektedir. Mesela yozucunun sırtına binilerek gezdirilir, ayrıca kız evinde de yozucuya iş yaptırılır ( ahırların temizlenmesi gibi ). Eğer yozucu kimseye yakalanmadan kız evine girerse taşıdığı yiyecekleri kendisi alır.
       Daha sonra gelin almaya gidilir. Bu sırada düğün alayının önü manilerle kesilerek kız tarafı çeşitli isteklerde bulunur. Bu genellikle yiyecek içecek olur. Daha sonra karşılıklı olarak bayraklar değiştirilir. Gelin alma töreni başlar. Köyün bilen kadınları ağıtlarla gelini dışarı çıkartırlar. Buna baş bağlama da denir. Kızın belini varsa erkek kardeşi yoksa kız tarafından ( en yakınlarından birisi ) bir erkek bağlar. Kızın beli kırmızı renkli bir kurdeleyle bağlanır. Bu kırmızı kuşak bekaretin sembolüdür. Eskiden kuşak denilen bağ, boyalı ipten yapılmış üçgen şeklinde bir bağdır. Şimdi bunun yerini kırmızı kurdele almıştır.  Kızın kardeşi bu kurdeleyi kızın belinden üç kere Allah, Muhammet Ali diyerek dolandırır. Daha sonra oğlan kızın belini bağlayarak kardeşiyle helalleşir. Gelin alındıktan sonra davul-zurna ve maniler eşliğinde köyde dolaştırılır. (eskilerde ata bindirilen gelin günümüzde traktör veya otomobile bindirilir). Damat evine gelindiğinde gelin attan inmiyor diyerek geline bahşiş verilir (genelde büyük baş sığır veya tarla olur).
       Eve girerken gelin ateşin üzerinden geçirilir. Bu ayağını dağlama anlamına gelir ki annesinin evine dönmesin diye. Oklava ve aktaraç denilen mutfak araçları verilir eli iş tutsun diye. Kaynanası şeker verir ağzı tatlı olsun diye. Gelinin önünde küp kırılır, bunun anlamı ise kırılan küp gibi bu işin geriye dönüşü olmadığını gelin kendince kabul etmiş olur.
       Gelin erkek evine indikten sonra; köyün gençleri erkeğin müsayibinin evine, damadın yanına, gider ve orada eğlence düzenlerler. Burada akşam vaktine kadar eğlenilir. Akşam olunca damat gelinin yanına götürülür. Eğlenirler. Eğlence sonunda damadın gelinin yanına yöneldiğini fark eden gençler damadın sırtına yumruklar vurarak damadı eve sokarlar. Damatla birlikte içeriye sağdıç ve onun eşi de girer. Diğer misafirler dağılır. Kızın anası evli çiftlere bir bohça gönderir. Bohçada çeşitli yemekler, tatlılar ve kuruyemiş bulunur. Oldukça yorucu ve uzun süren bütün bu düğün törenlerinden sonra yorulan damat, gelin, sağdıç ve eşi birlikte bu bohçadaki yemekleri yerler. Daha sonra damat ve gelin zifaf gecesine (gerdek) girerler. Gelin ve damat baş başa kaldıklarında gelin damada yüzünü göstermez, çünkü yüz görümlüğü beklemektedir. Damat geline yüz görümlüğü için ya altın kolye takar ya da para verir. Dışarı çıkan sağdıç evin üstünde asılı olan bayrağı indirir. Böylece herkes evine dağılır.
       Gelin Görülmesi :
       Bu adet gerdek gecesinin ertesi gününde, genelde köyün bütün kadınlarının katıldığı bir davet sonucunda gerçekleşir. Bunun için o güne özel yemekler yapılır. Daveti kabul eden bayanlar gelinin bulunduğu evde toplanır. Bu toplantıda kadınlar genellikle bir halka şeklinde oturur. Gelin, genç kızlar ve kaynanası tarafından ayrı bir oda da hazırlanır. Başına yüzünü örtecek şekilde allı pullu örtülür. Gelin türküler eşliğinde kadınların bulunduğu yere getirilir. Gelinin yüzünü açmak için bir bayan görevlendirilir. Görevlendirilen bayanın anne, baba, ve eşinin  sağ olması; mutlu bir evlilik sürdürüyor olması tercih edilir. Çünkü yüzünü açtığı gelinin de kendisi gibi mutlu ve mesut olmasını istenmektedir. Gelin orta yerde diz çöktürülür ve salavat getirilerek yüzü açılır. Gelinin eline iğ (yün eğirmeye yarayan alet) ve yün verilir. Böylelikle gelinin elinin iş tuttuğuna bakılmış olur. Bundan sonra düğün sırasında damadın açtığı yufka gelinin başının üzerinde ezilerek ufalanır. Bu adetin anlamı bolluk ve gelinin ekmeğini kazanan gişisi (kocası) ile ömür boyu beraber bir sofrada aynı ekmeği paylaşma dileğidir. Böylelikle bu tören biter.
       Evlendikten birkaç gün sonra damat ortalıkta görünmemeye dikkat eder. Çünkü görülmesi ayıp sayılır. Yeni gelen gelinin de kendinden büyüklere gelinlik etmesi beklenmektedir. Gelinlik etmek, kendisinden beklenilen bazı hizmetleri yapmak ve aile büyükleri yanında konuşmama gibi davranışları kapsar. Belli bir zamandan sonra kayınbabası geline bir hediye alarak gelinlik etmeyi sonlandırır. (bu genelde tarla vermesi gibi hediyeleri kapsar)
       Gelin yaklaşık 2 hafta kadar evden hiç çıkmaz. Bu sürenin sonunda gelin sazlı sözlü kızlar eşliğinde suya gönderilir. Bu yeni gelinlik döneminin bittiği anlamına gelir. Tüm köy dolaştırılarak yapılır bu tören. O gün akşam veya yakın bir zamanda ise gelin, eşi ile birlikte annesi ve babasının evine gider. Buna el öpme denir. Bu sırada gelinin ailesi yine hediyeler vererek uğurlarlar kızını ve damadını.

Sonuç ve Çıkarımlar:
       Bu yazıda geleneksel köy düğünü analiz edilmeye çalışıldı. Bu noktada bazı çıkarımlarda bulunmak yararlı olacaktır. Öncelikle görülmektedir ki ebeveynlerin düğünün başından sonuna kadar çok ciddi bir rolü vardır. Bu rol yeni bir ailenin kurulmasında birleştirici ve yönlendiricidir. Kimi zaman gençlerin tercihlerinin de önüne geçmektedir. Bir diğer çıkarım da şudur ki; köy düğünleri halkın inançlarının ve kültürünün en geniş anlamıyla sergilendiği özel anlardır. Aynı zamanda da halkın birliği ve beraberliğinin pekiştirilmesi için iyi bir fırsat sunmaktadır.
       Diğer bütün gelenek ve adetlerimiz gibi köy düğünleri de zamanla değişime uğramakta, olumlu veya olumsuz olarak nitelendirilebilecek yeni anlamlar ve şekiller kazanmaktadır. Günümüz düğünlerinde yukarıda belirtilen birçok adetin uygulanmadığını görmekteyiz. Mesela günümüzde kadının toplumdaki konumunun olumlu yönde değişmesine paralel olarak gelin yüzü açma adeti azalmıştır. Bu durum bazı açılardan olumlu olarak değerlendirilebilir çünkü bekaretin bu kadar önem arz etmesi ve törenle de bunun ilan edilmesi, kadının onurunu incitici bir uygulama olarak değerlendirilebilir.
       Ayrıca günümüz düğün anlayışında gençlerin iradesinin düğün öncesinde ve düğünün başından sonuna kadar olan sürede çok daha belirleyici olduğunu gözlemliyoruz ki bu önemli ve olumlu bir gelişmedir; çünkü görücü usulü evlilikte ailelerin kararları ve tavırları gençlerin iradelerinin ve duygularının önüne geçmekte bu da bu usulle gerçekleştirilen evliliği riskli bir hale getirmektedir. Evlenmeyi iki  insanın ortak bir yaşam oluşturması olarak tanımlarsak, bu süreçte tarafların kararlarının çok daha önemli olması gerekir. Çünkü sağlıklı bir evlilik için tarafların birbirlerini çok iyi tanımaları ve anlamaları gerekmektedir. Ancak görücü usulü evlilik buna pek uygun değildir. Çünkü taraflar birbirleri hakkındaki bilgileri daha çok aracılar vasıtasıyla elde ederler ki bu bilgiler de pek sağlıklı olmayacaktır.  
       Bazı olumsuz değişimler olarak nitelendirilebilecekler arasında sayabileceğimiz bir durum geleneksel köy düğünü içinde yoğun bir şekilde gördüğümüz sembollerin günümüz düğünlerinde pek de yer almıyor olmasıdır ki bu da düğünlerin anlam ve çağrışımlar  açısından zenginliğini kaybettiğini daha sığ bir hal aldığını göstermektedir.
Bir diğer olumsuz durum da geleneksel köy düğününde çok açık bir şekilde görülen şenlik ve birliktelik havasının günümüz düğünlerinde yeterince görülmemesidir (mesela köyün yasını alma adeti oldukça azalmıştır). Ayrıca günümüzde salonlara sıkıştırılan düğünlerimiz gerçekliğini ve özgünlüğünü kaybetmektedir. Bunun da asıl sebebi günümüz toplumlarında hakim olan ticari zihniyetin köklü geleneklerimiz olan düğünlerimizi de etkiliyor olmasıdır. Bütün bu süreç köy düğünlerinin sıcaklığını, birliktelik duygusunu ve doğallığını köreltmektedir. 
Bugün: 21 ziyaretçi (31 klik) buradaydı!
...Powered ßy Aslandogmus.Tr.Gg Ailesi... Copyright © 2008 'Aslandogmus.Tr.Gg' Tüm Hakları Saklıdır..İzinsiz Alıntı Ve Kopyalama Yapılamaz.. | Aslandogmus.Tr.Gg | Aslandoğmuş Köyü Kişisel Web Sitesi... | Copyright © 2008 | Aslandogmus.Tr.Gg Ailesi... |
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol